Samsun’da faaliyet gösteren ERA İşitme Merkezinde görevli Odyolog Ayşegül Dereli Gürültüye bağlı işitme kayıplarının önlenebileceğiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Gürültü, genellikle istenmeyen, rahatsız edici veya zararlı sesler olarak tanımlanır. Çeşitli kaynaklardan gelerek çevremizde sürekli olarak bulunabilir. Trafik gürültüsü ve endüstriyel gürültü bunlara örnektir. Sesin istenmeyen bir şekilde yayılması ve uzun süre maruz kalınması sonucunda oluşan gürültü, insan sağlığı açısından olumsuz etkilere sahiptir. Bu olumsuz etkilerden bir tanesi de işitme kaybıdır. Yüksek sesler, iç kulağın hassas yapılarına zarar verebilir ve işitme sinirlerini etkileyebilir. Bu durum zamanla işitme kaybına yol açar.
Yüksek sesler, iç kulağın hassas yapılarına zarar verebilir
Araştırmalar, dünya genelinde gürültüye bağlı işitme kayıplarının artmakta olduğunu göstermektedir. Özellikle endüstriyel bölgelerde, yüksek sesle çalışan makinelerin bulunduğu alanlarda çalışan bireylerde daha sık görülen bir durumdur. Gürültü seviyesi, işitme kaybının şiddeti üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Gürültü seviyesi sürekli olarak 85 Db’in üzerinde ise işitme kaybı riski artmaktadır.
İşitme kaybı, kişinin sosyal hayatını ve iş performansını olumsuz etkileyebilir
İşitme kaybı, kişinin sosyal hayatını ve iş performansını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle gürültünün kontrol altına alınması, işitme sağlığının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. İş yerlerinde gürültü seviyelerinin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması, işitme kayıplarının önlenmesinde etkili adımlardır.
Gürültü kaynakları, çeşitli şekillerde kontrol altına alınabilir
Gürültü kaynakları, çeşitli şekillerde kontrol altına alınabilir. İş yerinde ses yalıtım uygulamaları ve gürültü emici malzemelerin kullanılması ses kaynağındaki gürültünün ortama yayılışını engeller. Çalışan kişiler ise kulak üstü gürültü önleyici kulaklıklar veya kişiye özel yapılan ses tıkaçlarından kullanmalıdır. Kişiye özel yapılan ses tıkaçlarının hazır tıkaçlardan farkı direkt kendi kulağına özel, odyoloji kliniklerinde kalıp alınıp o şekilde yapılmasını kapsar. Bu sayede harekete bağlı kulaktan kayma ve rahatsızlık hissi en aza indirilir. Kulak tıkaçlarının etkili olabilmesi için doğru şekilde kullanılması, temiz tutulması ve belli periyotlarla yenilenmesi gereklidir. İşitme sisteminin zarar görmesini engellemek için yapılan kulak koruyucular, kulak kanalına yerleşir ve yüksek ses seviyelerini azaltarak, düzenli kullanıldığında uzun vadede işitmenin korunmasına yardımcıdır.
Yılda en az 1 kez işitme testi yaptırılmalı
Gürültüye sürekli maruziyeti olan kişilerin kulak-burun-boğaz hekimlerine başvurup odyoloji kliniklerinde yılda en az 1 kez işitme testi yaptırması ve odyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi, bireylerin yaşam kalitesinin devamlılığı açısından büyük önem taşımaktadır.