Basın bülteni hazırladınız, özenle yazdınız, medya listesine gönderdiniz ama kimse yayınlamadı. Tanıdık geldi mi? Ne yazık ki bu durum birçok marka ve iletişim profesyoneli için oldukça yaygın.
Basın bülteninin yayınlanmaması çoğu zaman bültenin kötü olduğu anlamına gelmez; ancak bazı kritik hatalar yüzünden gazetecilerin ilgisini çekemez. Bu yazıda, basın bülteninizin neden yayınlanmadığını anlamanıza yardımcı olacak en sık yapılan hataları ve bunları nasıl düzeltebileceğinizi paylaşıyoruz.
📌 1. Haber Değeri Taşımayan İçerikler
Bir ürün tanıtımı ya da şirket içi gelişme, sizin için çok önemli olabilir. Ancak medya açısından bu gelişmelerin “haber değeri” taşıması gerekir. Editörler, okuyucunun ilgisini çekecek içerikler arar.
Çözüm:
Bülteninizi hazırlamadan önce şu soruyu sorun: “Bu duyuru, hedef kitlenin neden ilgisini çeksin?” Eğer bu soruya net bir cevap veremiyorsanız, bülteni yayınlamaları için editörleri ikna etmeniz zor olacaktır.
✍️ 2. Zayıf ve Dikkat Çekmeyen Başlıklar
Basın bülteninizin başlığı, içerikten önce dikkat çeken ilk şeydir. Sıradan, klişe ya da çok uzun başlıklar çoğu zaman görmezden gelinir.
Çözüm:
Başlığınız kısa, etkili ve haberin özünü yansıtan şekilde olmalı. Gazetecilerin ilgisini çekecek, merak uyandıran ama yanıltmayan başlıklar tercih edin.
🧭 3. Hedefsiz, Toplu Gönderimler
Herkese aynı metni, toplu halde göndermek — hele ki gazetecilerin isimlerine bile yer verilmeden — profesyonellikten uzak bir izlenim yaratır. Üstelik çoğu zaman doğrudan “çöp kutusuna” gider.
Çözüm:
Medya listenizi segmentlere ayırın. Hedef kitlenizle ilgili yayın organlarını ve gazetecileri belirleyin. Her birine kısa ve kişisel bir notla bülteni iletin.
⏰ 4. Zamanlama Hataları
Bültenin içeriği kadar ne zaman gönderildiği de önemlidir. Tatil dönemleri, Cuma akşamları ya da yoğun haber gündeminin olduğu zamanlarda gönderilen bültenlerin görünürlüğü çok düşer.
Çözüm:
Hafta içi sabah saatlerini tercih edin (tercihen Salı-Perşembe arası). Ayrıca gündemi takip ederek, haberinizin öne çıkabileceği “boşluk” anlarını yakalayın.
✒️ 5. Yetersiz ve Kötü Yapılandırılmış Metin
Uzun paragraflar, jargon dolu cümleler, anlatım bozuklukları ya da eksik bilgiler… Bunlar gazetecilerin dikkatini dağıtır ve haberin yayınlanma ihtimalini azaltır.
Çözüm:
Profesyonel bir basın bülteni formatı kullanın:
- Güçlü bir başlık
- Bilgi veren bir giriş
- Detayları içeren gövde
- Şirket bilgileri ve iletişim kişisi
🎯 6. İzleme ve Takip Eksikliği
Bülteni gönderdikten sonra gazetecilerle iletişime geçmemek, süreci yarım bırakmak demektir. Ancak burada da ince bir denge gerekir: Ne tamamen sessiz kalın, ne de ısrarcı olun.
Çözüm:
Gönderimden 2-3 gün sonra nazik bir hatırlatma e-postası atabilirsiniz. Bu e-postada gazeteciye özel bir şey eklemek (örneğin “Sizin geçen hafta yazdığınız habere benzer bir konu”) dikkat çekici olabilir.
Sonuç: Yayınlatmak İçin “Sadece Göndermek” Yetmez
Basın bülteninizin medya tarafından dikkate alınması için doğru içerik, doğru kişi ve doğru zamanlama üçlüsüne mutlaka dikkat etmelisiniz. Küçük görünen ama etkisi büyük olan bu hataları gidererek, bülteninizin görünürlüğünü önemli ölçüde artırabilirsiniz.
Basın bülteni hazırladınız, özenle yazdınız, medya listesine gönderdiniz ama kimse yayınlamadı. Tanıdık geldi mi? Ne yazık ki bu durum birçok marka ve iletişim profesyoneli için oldukça yaygın.
Basın bülteninin yayınlanmaması çoğu zaman bültenin kötü olduğu anlamına gelmez; ancak bazı kritik hatalar yüzünden gazetecilerin ilgisini çekemez. Bu yazıda, basın bülteninizin neden yayınlanmadığını anlamanıza yardımcı olacak en sık yapılan hataları ve bunları nasıl düzeltebileceğinizi paylaşıyoruz.
📌 1. Haber Değeri Taşımayan İçerikler
Bir ürün tanıtımı ya da şirket içi gelişme, sizin için çok önemli olabilir. Ancak medya açısından bu gelişmelerin “haber değeri” taşıması gerekir. Editörler, okuyucunun ilgisini çekecek içerikler arar.
Çözüm:
Bülteninizi hazırlamadan önce şu soruyu sorun: “Bu duyuru, hedef kitlenin neden ilgisini çeksin?” Eğer bu soruya net bir cevap veremiyorsanız, bülteni yayınlamaları için editörleri ikna etmeniz zor olacaktır.
✍️ 2. Zayıf ve Dikkat Çekmeyen Başlıklar
Basın bülteninizin başlığı, içerikten önce dikkat çeken ilk şeydir. Sıradan, klişe ya da çok uzun başlıklar çoğu zaman görmezden gelinir.
Çözüm:
Başlığınız kısa, etkili ve haberin özünü yansıtan şekilde olmalı. Gazetecilerin ilgisini çekecek, merak uyandıran ama yanıltmayan başlıklar tercih edin.
🧭 3. Hedefsiz, Toplu Gönderimler
Herkese aynı metni, toplu halde göndermek — hele ki gazetecilerin isimlerine bile yer verilmeden — profesyonellikten uzak bir izlenim yaratır. Üstelik çoğu zaman doğrudan “çöp kutusuna” gider.
Çözüm:
Medya listenizi segmentlere ayırın. Hedef kitlenizle ilgili yayın organlarını ve gazetecileri belirleyin. Her birine kısa ve kişisel bir notla bülteni iletin.
⏰ 4. Zamanlama Hataları
Bültenin içeriği kadar ne zaman gönderildiği de önemlidir. Tatil dönemleri, Cuma akşamları ya da yoğun haber gündeminin olduğu zamanlarda gönderilen bültenlerin görünürlüğü çok düşer.
Çözüm:
Hafta içi sabah saatlerini tercih edin (tercihen Salı-Perşembe arası). Ayrıca gündemi takip ederek, haberinizin öne çıkabileceği “boşluk” anlarını yakalayın.
✒️ 5. Yetersiz ve Kötü Yapılandırılmış Metin
Uzun paragraflar, jargon dolu cümleler, anlatım bozuklukları ya da eksik bilgiler… Bunlar gazetecilerin dikkatini dağıtır ve haberin yayınlanma ihtimalini azaltır.
Çözüm:
Profesyonel bir basın bülteni formatı kullanın:
- Güçlü bir başlık
- Bilgi veren bir giriş
- Detayları içeren gövde
- Şirket bilgileri ve iletişim kişisi
🎯 6. İzleme ve Takip Eksikliği
Bülteni gönderdikten sonra gazetecilerle iletişime geçmemek, süreci yarım bırakmak demektir. Ancak burada da ince bir denge gerekir: Ne tamamen sessiz kalın, ne de ısrarcı olun.
Çözüm:
Gönderimden 2-3 gün sonra nazik bir hatırlatma e-postası atabilirsiniz. Bu e-postada gazeteciye özel bir şey eklemek (örneğin “Sizin geçen hafta yazdığınız habere benzer bir konu”) dikkat çekici olabilir.
Sonuç: Yayınlatmak İçin “Sadece Göndermek” Yetmez
Basın bülteninizin medya tarafından dikkate alınması için doğru içerik, doğru kişi ve doğru zamanlama üçlüsüne mutlaka dikkat etmelisiniz. Küçük görünen ama etkisi büyük olan bu hataları gidererek, bülteninizin görünürlüğünü önemli ölçüde artırabilirsiniz.